19 Temmuz 2009 Pazar

GİDERKEN



Giderken;
Tüm rüzgarları yanında götür
Uçsuz bucaksız gök yüzü
Sırıtan güneş
Kahkahasında şarap içtiğimiz yıldızlar
Hepsi seninle gitsin.
Aynı gecelere dem vurmuş yakamozlar
Sürüncemede kalmış ay ışığı
Bir parça muhabbet
Birkaç güzel söz

Sen giderken rüzgar güllerini de götür
Sakın unutma.
Ne olur ne olmaz;
Bir poyrazda savrulur saçların,
Eşlik edecek bir şeyler lazım.
Gökyüzü, deniz , bir parça toprak
İçinden bin bir süpriz çıkacak her yer
Her şeyi yanında götür giderken.

Aynı cümleleri kurmaya tahammülün olmadığı insanları da götür
Giderken,
Sadece git sen.
Yürüsün tüm evren sen giderken.

Ben burda iyiyim
Keyfim yerinde
Alaca karanlığa dem vurmuş ıslak tenimle
Arınmaya çalıştığım korkum,
Hala çocukluğumda oynayan düşlerimle
Ben burda iyiyim,

Sen al
Sen git
Sana ait olmayanlarla
Sana ait olmayanların kentine.
Git ve yüzünde bir tebessüm kalsın gittiğinde
Sana ait olmayan bir tebessüm
Kimse farketmesin , sen onu alıp gittiğinde
Kimse sormasın , neden ? niçin diye?
Sen sadece git
Kumdan kaleler yaptığın denizkabuğu şehrine

18 Temmuz 2009 Cumartesi

YAĞMUR



Sessizce terkettiğim savaş alanına
Parçalanmış ruhumun tanecikleri yağıyor;
Yağmur gibi...

Yağmur ne kadar garip,
Islattıkça verdiği ağırlık,sonsuzluk duygusu;
Ve içiçe geçmiş buruşukluk hissiyatı,
Tene değen su bu kadar acıtamaz ruhu.

Sonra kalkıyorum yerimden,
Evren de kalkıyor,gezegenler,güneş...
İçsel bir haykırış eşliğinde devam ediyoruz yola,
Sağda , solda eski dost mezarları bırakarak...

Sızarken ruhun derinliklerine çamurlaşmış damlalar,
Dalgalar oluştururken kalp kaslarına yakın yerlerde,
Bir savaşı daha bitirdik;
Bir ordu daha tükettik zamana karşı...

Şimdi gene bir boşluk arıyorum,
En derininden , kendim için süzülmeye,
Ağrılar baş ucumda , reçetem biraz daha zehir

kaç kere sıktım tetiği hatırlamıyorum,
aslında şimdiye ölmem gerekirdi...
ya bir son , ya bir son daha başlangıç olur,
bilmiyorum!

sadece; aslında ölmem gerekirdi...

11 Temmuz 2009 Cumartesi

MATMAZEL...



Matmazel uzatınız kadehinizi ;
kan damlıyorum...

Pikapı açın , sürün plağı kızağa,
Kessin giyotinler binbir başımdan birini;

Ben yine de gülümserim...

Haydi tüm kadehler sizin için kalksın matmazel,
Dünya sizin, ay ışığında görünen tüm güzellikler sizin;

Beklerken elleri açık kullarınız,
Yağmura olan tüm dualar sizin...

Ne de olsa güneşler var dünya etrafında dönen,
Işığınız sönmez , tüm evren sizin...

Haydi matmazel uzatınız kadehinizi...
Ben bitiyorum...

8 Temmuz 2009 Çarşamba

BİRAZ



Aklına gelir miyim bilmem?
Biraz sağından geçmiştim hayatının
Bir ucunda sümbüller vardı ,
Diğer ucu bataklık

Yolumuz yoldan çıkma yoluydu
Elbette ki
Rayımızdan ayrıldık...


Vagonları taşımadı trenimiz ,
Her durakta bir parçamız devrildi
Yağmalandı tenimiz , bedenimiz

Ha acı demişken...
Acı damarın içinden acı,
Dışına da acı olandır
Meşrulaştıracaksak eğer acıyı;
Her gün doğan , hiç batmayandır...

Nasıl da geçtim farketmedin...
Oysa ki biraz daha sağındaydım...
Görmedin...

4 Temmuz 2009 Cumartesi

RÜZGAR



Saçlarını okşuyor,ben yine...
Ben yine baka kalıyorum.

Avuç avuç sonbahar var dallarda
Savaşlarda kurşun sesleri

Sağır oluyorum , o uğulduyor...
Yanımdan geçiyor ama ben sana bakıyorum...

Kaçınılmaz sonuma bakıyorum yükseklerden
Aşağı inişe bakıyorum

Merdiven arasında saklanan küçük korkularıma
El ele tutuşan çocukluğuma bakıyorum

O; o yine yanımdan geçiyor
Ve ben yine sadece bakıyorum...

Aynalar dolusu rüzgar...
Aynalar dolusu yanılsama var gökyüzünde

Adım atsam düşüyorum , rüzgar tutuyor beni
Düşsem eminim ki devam edecek
Tutarak bırakmaya beni...